Bu film içersinde Türkan Şoray ,Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit ‘i barındıran bir film. Bu üçlüyü aynı filmde görmek kolay kolay nasip olmaz. Nihal Yeğinobalı’nın Vincent Ewing takma adıyla yazıp sanki ingilizceden tercüme ediyormuş gibi gösterdiği bir roman. Böyle yapmasının sebebini de barındırdığı erotizmden kaynakladığını bu yüzden takma bir isim bulurken de amerikalı olmasına karar verdiğini söylemiş. Tabi bahsettiği erotizm dozunun fazla kaçması kısmı o günün şartlarında öyleymiş kitap 1953 de yazılmış kendisi de bir genç kızmış yazar kitabı kaleme aldığında. Ben kitabı çok merak ettim bunu da istiyorum listeme girdi bile umarım bir gün elime de geçer çünkü uyarlaması bile o günün şartarında böyle ise kitap kim bilir nasıldır .
Yönetmen Nevzat Pesen , senaryo Nihal Yeğinobalı, görüntü yönetmeni ise Gani Turanlı .Ediz Hun ‘un ilk rol aldığı film olma özelliğini de taşıyormuş . Bir tiyatro okulunda geçiyor olaylar. Okul iyi eğitim almış hali vakti yerinde kimselerin artist olma gayeleri için kurulmuş. müdüreleri de zaten eski bir oyuncu. Ediz Hun buraya diksiyon öğretmeni olarak geliyor kitapta hitabet öğretmeniymiş. Türkay Şoray ‘ın oynadığı Behlül karakteri ki herkes ona eylül diyor , diksiyon öğretmeni hariç , Hülya Koçyiğit ‘in oynadığı Oya karakteri ile çok yakın arkadaş.
Öğretmen kızlar okulundaki tek genç öğretmen olunca üstüne üstlük çok da yakışıklı olunca kızların duruma yaklaşım biçimini tahmin edebiliyoruz ama bizim iskender bey ‘in hiç oralarda bezi yoktur kendi deyimiyle genç kızları kadın cinsinde saymazmış. Bense kızlardan birinin sözlerinden alıntı yaparak ”halis mulis odun” tabirini daha gerçekçi ve uygun buldum 🙂
Filmde sorunlar yok değil çok hızlı geçişler olmuş hatalar mevcud ama olsun film güzel hakkında konuşulacak bir film. o yatakhane dansları , kızların muhabbetleri , olyalar , okul hayatı falan ilgi çekici. sonra yakışık bir Ediz Hun var daha ne olsun .
Gözüme en çok batan intihar olayından sonra kızın o ölümüne aşkının hemen sönmesinin hiç inandırıcı olmaması , annesi olduğunu öğrendiği sahnede” ne anne mi ” diye bir şaşırmaması , sorgulamaması ne biliyim bir afallayıp kızacağı yerde anne diye sarılmasını tuhaf buldum , yani gerçekçi değildi bu kızı bir şoka sokardı bence . o kötü kızında derinlemesine incelenmesi lazım , bir insanı ölüme teşvik etmek nasıl bir ruh halidir bundan iyice karanlık bir senaryo çıkardı . ve son sahnede hiç inandırıcı değildi. iskender o genç görünümüyle nasıl kocaman kız sahibi anlamadım ben , evliyim çocuğum var falan dediğinde şaka mı la bu dedim yani spoiler ı bol tuttum biliyorum ama ne yapayım elimde değil ama olsun finali söylemedim bakın 🙂 e ne yapıyorsunuz bu adam hangi kıza aşık olacak , söylediği sözleri nasıl yutacak sonunda kavuşacaklar mı nasıl olacak gidin izleyin öğrenin derim ben 🙂
Her şeye rağmen fikir güzel sevdim bir de kitabı olsa tadından yenmezdi 🙂 not : izlerken fazla eleştirmeyin dönem koşullarını göz önünde bulundurun böyle filmleri de hemen harcamayın matmazeller 🙂